%2520%5BUK%2520VHS%5D.jpg)


%2520%5BJAPAN%2520POSTER%5D.jpg)
En sevdiğim Kosugi filmi meselesine gelecek olursak-ki yarın sorsanız bir başkasını söylerim- bi tarafına şeytan/ruh kaçması alt türü ile ninjayı birleştirmiş ‘duble dandik’ bir film nasıl en sevdiğim olmaz? Üstelik Sho Kosugi’yi ‘cinci hoca’ olarak da sunan film, başyapıt diye ‘80’lerin en dantelli vitrinlerine konulmaz mı a dostlar? Hüngür faşırt gitmeden bu nadide filmin konusuna girelim.
Klasik bir Kosugi filmi olarak Ninja saldırısı ile açılan film, bu defa golf sahasında ne idüğü belirsiz zengin züppe ve sevgilisini öldüren ninjanın, polisin pususuna düşmesi ve ölmeden hemen evvel civardaki telefon hatlarını kontrol eden Christie (Lucinda Dickey)’nin ruhunu, katanasını kızın eline vermek ve gözleriyle hipnotize etmek suretiyle ele geçirmesi ile dandikusun ilk sinyalini vermiş oluyor. Lucinda Dickey hanfendiyi, deli gibi dans ettği filmlerden (Breakin) hatırlayan çıkacaktır ya, dans ile aramda kocaman bir odun olduğundan kelli hiç bulaşmıyorum o tarafa. Huu, kız arkadaşım nereye gittin? Bu tarafa, bu tarafa...

Hö? Hülya Avşar'ı görür gibi oldum...
Katanayı giysi dolabındaki üst rafa yerleştiren, telefon hatları kontrolcüsü olmasının yanısıra aerobik hocası da olduğu gözlemlenen Christie, gece olduğunda, odasında yanıp sönen spot ışıkları altında katananın büyüsü altına girecek ve ruhunu ele geçiren ninjanın, kendini öldüren polislerden intikamını alması için aracı, hatta taşıyıcı olacaktır. Polis sevgilisi dahil tüm polis teşkilatı için tehdit oluşturmaya başlayan içine ninja kaçmış Christie’yi durdurabilecek yegane kişi ise, üçlemenin her filminin ana prensibi “Bir ninjayı ancak başka bir ninja durdurabilir”i üçüncü kez ispatlamaya hazırlanan Sho Kosugi’den başka değildir.


Bilinen tüm ninja numaralarını ve silahlarını birbir sergileyen filmde şaşırtıcı olan şey oyunculukların diğer filmlere nazaran o kadar ‘nanay’ olmaması. Saçtan mıdır bilmiyorum ama Linda Hamilton ile Brigitte Nielsen karışımı bir görüntü sunan Lucinda Dickey yazının üst taraflarında belirttiğim gibi aslen dansçı. 1984-85 arası Cannon Group, ninjanın kıvraklığıyla dansın ortak noktasını göstermek gibi bir misyon mu üstlenmiştir nedir, ama bu filmdeki dans sahnesinden çok daha abuk bir sahne Nine Deaths of the Ninja ’da da bulunuyor. O filmi de ayriyeten işleyeceğim için fazla ayrıntıya girmeyeyim şimdiden. Üçlemenin ikinci filmi Revenge of the Ninja’yı da yazan James R.Silke ve yöneten Sam Firstenberg üçüncü basamağı da böylelikle aradan çıkarmışlar. Öyleyse daha fazla bıdıbıdı yapmadan başka Sho Kosugi filmlerinde buluşmak üzere burda vedalaşalım...

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder