22.9.09

ÜÇ BAŞI MAĞRUR CANAVAR; KRAL GİDORA


Ah be dostlar! Hem heba ettiğim tatil hem de okulların yeniden açılması vesilesiyle pek hüzünlüyüm. Okula falan başlayacak değilim elbette ama bu durum, miniminnacık veletler için empati duymama engel değil ya! Bütün o sosyal ortamlar, yeni insanlarla tanışma, beni bile ürpertiyor, güççücük çocuk ne yapsın. Ürkünç ve tiksinç bir insan olarak bunun bu yazıyla ilgisine hemencacık değiniyorum. Efenim ben hüzünlenince muhakkak surette bir Godzilla filmi patlatırım. Tüm üzüntüm, bir çırpıda, Godzilla’nın sol ayağı altında ezilip yok olur, ne bileyim Kral Gidora (King Ghidora olarak bilinir kendisi ama ben bu andan itibaren diğer türlü hitap edeceğimdir), bi kafa atar, uzaya fırlar falan diye umutlanırım. Bu kadar saçmalamamın tek nedeni (evet doğru bildin) az önce gene ayağımı sandalyenin bacağına bindirdim, ondan. Basacam şimdi küfrü; Oy Anam!

Godzilla’nın ezeli rakibi, en sevdiğim üç başlı canavar Kral Gidora, 1964 yapımı, Ishiro Honda’nın yönettiği Ghidorah-The Three Headed Monster adlı filmde ilk defa mı görünüyor inanın bilmiyorum. Lan kardeşim (Çok pardon ‘lan’ dedim ama sevgimden, sevgimden...), o kadar çok film var ki, artık, kim hangisinde ilk göründü, hangisinde kim kimi dövdü, hangi canavar kiminle çıktı da sonra ayrıldı gibi işin paparazzi kısmını maalesef takip edemiyorum. Şu kadarcık aklım var idi zaten, o da son zamanlarda uçtu gitti. Bitik vaziyetteyim... Ne diyordum? “Allah Baba bana akıl fikir versin, Sezercik” diyordum.

Paragraf başı iki nokta üstüste... Godzilla ve dolaylı olarak Kaiju filmleriyle ilgili bilgi almak isteyen entel dantel seyirciyi önce Ters Ninja ‘ya, hemen ardından da İyi’Kötü’Film ‘e alayım. Bana bak, “Bu siteler daha güzelmiş, dönmem artık geri” diyen olursa acımam, peşine de düşerim, ona göre. Şurada bi fırsatını bulup, içimi dökmüşüm, onu da mı çok gördün Meridyen ağbi?

Yıldız tarihi 220.909! Kaptan Gidora bildiriyor; Manşetlerde: “Godzilla’nın pabucunu dama attığım filmdir. Üstelik bu filmden aldığımız parayı da Mothra ile aramızda kırıştık, pavyonlarda yedik, bitirdik. Sefamız olsun.” gibi demeçlerle o yılların tabloid basınında hatrı sayılır bir yer kaplayan Kral Gidora, filmografisinin belki de en iyi filmlerinden biriyle karşımıza çıkıyor bu filmde. Artık dilemekten dilinde tüy bitmiştir, inanırım, nihayet konuya geçebilme becerisini gösteriyorum. (Bıraksan beni daha 2 sayfa aralıksız saçmalarım ama...)

Küresel ısınma hızla yayılmakta, dünyanın dengesi gün geçtikçe bozulmaktadır. Bu esnada bir grup bilim adamı UFO gözlemi yapmakta ama her seferinde UFO yerine kayan yıldızlarla karşılaşmaktadırlar. Gazeteci kızımız, bilim adamlarına gözlemleri sırasında eşlik ederken, gazeteci kızın, ağbisi rolündeki polis memuru ise, amiri tarafından Selgina Ülkesi’nin Prensesi Salno’yu, Japonya ziyareti sırasında korumakla görevlendirilir. Prenses, uçakla Japonya’ya gelmek üzereyken, gökteki parlak bir ışığın taarruzuna uğrar ve kabin kapısını açarak, parlak ışıkla birlikte gökte kaybolur. Bu esnada kıyafetleriyle insanı kahkalara boğan tebaası da patlayan uçakta sonsuzluğa kavuşur. Parlak ışık, meteor misali, yeryüzüne düşünce, açtığı krater yerli yabancı binlerce turisti kendine çekecektir.
Bir meteor olduklarını düşündükleri bu şey aslında Gidora’nın kozasından başka bir şey değildir. İnsanlar Gidorayı ziyaret ede dursun, Prenses Salno, tüm o prenses kıyafetlerinden kurtulup, evsiz kılığında o halk parkı senin bu halk parkı benim gezip, serbest kürsülere çıkacak ve dünya insanını, çok yakında maruz kalacağı tehlike için uyarmaya başlayacaktır. Zira kendisi aslında Venüs’ten gelmiştir ve kısa süre önce Kral Gidora diye bir canavar, Venüs’ü yok etmiş, şimdi de yörüngesini dünyaya çevirmiştir. Şimdi ara verip, neden Kral Gidora’yı sevdiğimin altını bir kere daha çizeyim. Malum Venüs, güzellik gezegeni gibi birşey. Böyle bir gezegeni yok etmekte iki kere düşünmeyen bir canavarı nasıl bağrıma basmam!

Bu sefer zarar gören anıtsal yapı Tokyo Kulesi


Dönüyorum konuya; Elbette, sürekli olarak tehlikeyi sayıklayan Venüs’lü ablayı kaale almayan Japon halkı, kadının kehanetlerinin birer birer çıkması üzerine biraz kendine gelecek ve önce insan dostu Mothra’dan, sonra da dolaylı olarak Godzilla ve Radon’dan (Amerikalılar Rodan demiş ama aslında adı Radon’dur) yardım isteyeceklerdir. Konu, uyduruk muyduruk böyle birşeydir. Veda etmeden evvel biraz da fotoğraf albümümüze bakalım, gözümüzü doyuralım;


Radon

Filmde buluştukları andan itibaren birbirlerini yiyen Godzilla ve Radon-ki burada Radon, Godzilla'nın kafasını gagalarken

Altta, ilahi adalet, Karma ve yahut Gülme komşuna gelir başına atasözünün Mothra, Godzilla ve Radon arasında oluşması. Kavga eden Godzilla ve Radon'u ayırmaya çalışan Mothra, önce Godzilla'ya salgısını atar, bu duruma Radon çok güler. Hemen ardından, Mothra salgısını Radon'a çevirir ve bu defa Godzilla, karnını tuta tuta güler.



Tapınak kapısında görülen Gidora, yakıp yıkarken ve de doğal olarak kameralara yakalanırken.

Godzilla'nın kuyruğundan ayrılmayan Mothra, bana poz verirken.

Sürekli didişen Godzilla ve Radon'u, Gidora'ya karşı birlikte savaşmak için sonunda ikna eder Mothra. Radon, Gidora'ya pike yaparken.

Gidora'nın ışınını koca poposuna yiyen Godzilla, kaçarken. Burda, acaba Godzilla'nın canı çok acıdı mı diye düşünürken biraz elim titremiş.

Birlikten kuvvet doğarı on milyonuncu kez ispatlayan ekibin, kaçan Gidora'nın ardından bakıştığı duygusal sahne.

Hatırlarsan, bir ara tez konumu değiştirmek için anket yapmış, sonuç olarak da "Tarihi yapılarda başta Godzilla olmak üzere canavar tahribatları" olarak tez konumu belirlemiştim. Hiç sormuyorsun akıbetini tezimin. Konuyu kafamda iyice kurdum, gittim hocaya söyledim, böyle böyle diye. Hocam da böyle mülayim bir adamdır. Önce bana biraz baktı. Sonra elini omzuma koyup, "Sen bu dönem biraz dinlen, tezini verme istersen" dedi. Ama acebe niye böyle dedi? Halbusu tüm filmleri arayıp bulmuş, gayet de iyi hazırlanmış idim... Neyse... Elbet birgün beni de birileri kaale alacak, ey kaderus Talihus! Komutan Aybars, Gidora'mı hazırlayın, fezaya çıkıyorum........................................................... Kırmızı kabloyu kesecektin! Ne bekliyorsun hala?..

5 yorum:

karakacak1953 dedi ki...

Slm Tuğba san
Hatırladım.
Ben bu filmi vizyonda seyrettim.
Çok etkilendim.
Maalesef canavarlar film ve tv dizisi artık yapılmıyor.
Onlar kaybolmaya yüz tuttu.Tekrar canlandırmak zor.
Onlarla ilgili yazınız için teşekkürederim.
Godzilla.Mothra.Radon ve Kral Gidora san tachi
nur içinde yatsın.

Tuğba dedi ki...

Masakuni-san,
hemen öldürmeyin yahu canavarları. En son 2004 yılında bir Godzilla filmi çekildi diye biliyorum. Belki gelir devamı. Her ne kadar ilk dönem çekilenlerin yerini başkası tutamaz diye düşünsem de...
Demek siz, vizyonda seyrettiniz bu filmi. Hmm... Çok kıskandım doğrusu :)

karakacak1953 dedi ki...

Slm Tuğba san
Evet ben ilk okul 6 nici sınıftayıdım.
Benim çocukluğumda TV yoktu.
Sinema en çok sevilen eğlencedi.
Kayjuu sinema çocukla hep doludu.
İnşallah tekrar canlandırılacak.

Tuğba dedi ki...

Masakuni-san,
aslında yeniden canlandırılsa da eski tadı vermeyeceğini düşünüyorum ama farklı bir canavar üretebilirlerse neden olmasın :)
Ben daha hiçbir Godzilla'yı sinemada seyretme şansını yakalayamadım, neyse...

karakacak1953 dedi ki...

Slm Tuğbasan
Bu sayfayı hatıra olarak kaydettim.
Sonra yeniden başka canvar üretilince
iyi olacak.
İşin baş bütün çocukların ilgisini çekmek gerek.
Bence siz tvde Van canavarı göreceksiniz.
Elinize sağlık

Boş işler bunlar...