8.11.09

SHERRY SHERRY LADY / HORRIBLE HIGH HEELS

Kategori 3’ten sual olunmaz,
Bu sapkın filmlere dua okunmaz...

Şair kişiliğimi ön plana çıkardığım yukardaki dizelerden de anlaşılacağı gibi bir kategori 3 filmiyle buralardayım. İşi olmayan varsa beklerim, iki laflarız ne güzel kuşlar böcekler... (UYARI: Ne varsa anlattım. Ya uzak durun ya uzak durun!)

Türüne yaraşır şekilde tamıtamına üç adet yönetmen eskitmiş 1996 yapımı Horrible High Heels, hakkında pek birşey okumadığım filmlerden biriydi. Yalnızca seyretmeden evvel şöyle bir konuya göz gezdirmiş, insan derisinden ayakkabı yapımı ile ilgili bir belgesel olduğu sonucuna varmıştım. Ama benim hayal radarları çalışmakta çok gecikmediğinden, insan derisi kullanarak ayakkabı tasarlayan psikopat bir kadının, erkekleri, o sivri topuklarla ortadan kaldırmak suretiyle bir intikam hikayesi anlattığı bir film olarak düşlemekte beis görmemiştim. Hayalimin yarısı gerçek olurken diğer yarısı düpedüz, üstelik güpegündüz, suya düştü.

Elektürüklü testere

Halbusu herşey çok güzel (!) başlamıştı. Mezbahada inek kesmek suretiyle, seyircinin içini gıcıklayan film, daha önce kanlı manlı hatta yamyamlı film seyretmeden önce veya sonra yemek yeme ile ilgili ahkâmıma bir yenisini ekledi. Öyle ya, asıl film izlerken yeme içme durumundan hiç bahsetmemişim. Maaşallah, küçük bir danaya ulaşma azminde hızla ilerlemek için köfte güpletirken, karşımda dananın bir büyüğü ineğin hunharca katledilişine tanık olan bünyem, Allah sizi inandırsın bana mısın demedi! Ama yine de temkinli davranmakta faide var diyerek uyarmak isterim siz sevgi pıtırcıklarını. Neyse...

Bu olayı, herşeyiyle açık seçik göstermekte sakınca görmeyen film, amcasını kumar oynanamaması için ikna etmeye çalışan Sherry adındaki kızla devam eder. Sherry, yalvar yakar amcasının son kalan parayı da kasadan alıp kullanmasına karşı çıkarken, yanlışlıkla ittiği amca, kafayı duvara gömerek bayılır. Bu esnada ortaya zorro kılıklı biri çıkar ve Sherry’nin kafaya odun indirerek onu bayıltır. Zorro, amcayı sırtlar, asar, elindeki keskin aletle parça pinçik eder (kollar, bacaklar olmak üzere) ve son olarak da eline ahenkle dalgalanan deriyi alarak “Zengin olucam ulan” diye çığırarak çöp poşetine yönelir. Buraya kadar dayanan olduysa ne âlâ, yok olmadıysa muâlla beni andı, ona gideyim.




Esnaf Zorro, sırayla kafa, el, çoraplı ayak satarken. Dahası kırmızı gece elbisesi sudan ucuz...

Sherry Sherry Lady (bunu yazmam, takdir edersiniz ki kaçınılmazdı), kendine geldiğinde amcasının kumar oynamak için gittiğini düşünür ve normal hayatına kaldığı yerden devam eder. Sherry, bir nevi ayakkabı tasarımcısıdır. Amcanın yanında, kendinden başka üç kişiyle birlikte bir ayakkabı atölyesi işletmektedirler. Pek de tekin biri olmadığı görülen Teddy’nin getirdiği derileri kullanmaktadırlar. Kendini akıllı sanan seyirci, tam da deriyi kimin getirdiğini gördüğü anda, katilin kim olduğunu anlayacaktır. Lâkin filmin bu kadar açık vermesi normal olmayacağından kendini daha da akıllı sanan seyirci “Yok daha neler...” diyerek seyretmeye devam edecek, ya da kendini düpedüz aptal yerine koyan seyirci ise-ki evet benim- hızlı ileri alma tuşuna basarak kahkahalarla filmi kısaltarak seyretmeye devam edecektir.


Pantolon askıları dolayısıyla, içimde “ulan şu askıları çekip çekip herife vursam” içgüdüsü doğuran amcanın oğlu Tien, babasının 3 gündür eve dönmemesinden şüphelenerek polise başvurur. Ama polisin işi başından aşkındır. “Önce git akrabaları araştır” derler. Koltuğunun altına aldığı kız arkadaşıyla “babam nerde ya?” diye dövünmenin öncesinde ve sonrasında fingirdeşmekte beis görmeyen Tien’e, Sherry sırılsıklam aşıktır. Sherry’ye ise sayko görünümlü Teddy aşıktır. Teddy’ye ise başka bir sayko görünümlü ben aşık oldum, o ayrı... Aman efendim duymasın...


Tüm tantana bu ayakkabılar için miydi?!


Polisin işi niye çok? Çünkü tekerlekli sandalyeki bir mafya babasının, deri kaçakçılığı işini araştırmaktadır. (Deri kaçakçılığını ben uydurdum. Anlamadım ki deri mi kaçırıyor, ayakkabı mı kaçıryor, yoksa ayakkabı kolileri altına silah mı saklamış onu kaçırıyor! Geleceğim az sonra niye anlaşılmadığına ya...)


Tien, madem öyle işte böyle diyerek uzak akrabalarının yanına giderken kız arkadaşını geride bırakır. Tien’in kız arkadaşına uyuz olan Sherry, Teddy’ye kızı ortadan kaldırırsa onunla birlikte olacağına dair söz verir. Fırsatı kaçırmayan Teddy, amcayı ortadan kaldırdığı yöntemin aynısını kız arkadaşa uygular. Ama elbette önce bol bol sömürecektir. Ortamda bulunan başka bir cesedin kolu ve kafasını, kızın kendi kendine dokundurmasını söyler. Detaya giremiyorum. Girsem de ciddi olamıyorum görüldüğü gibi. (Pete Tombs’un Fantastik Filmler kitabını açın okuyun. Ben yazamıyorum ama süper bir kaz sahnesi var onu anlatmış).


Kızı da parça pinçik ettikten sonra kırmızı bir elbise havası veren derisini Sherry’ye ayakkabı yapması için götürür. Aman tamam bitiriyorum; Polis, Sherry’nin ayakkabıları sattığı dükkanı basar. Araştırma yapmak için bir çift ayakkabıyı götürür. Ayakkabıların insan derisinden yapıldığını anlar. Sherry’yi bulur. Sherry, onları Teddy’ye, Teddy de mafyaya yönlendirecektir. Seyircide az buçuk bir burukluk yaratan film, tuhaf bir şekilde nihayete erecektir.

Karman çorman türlü bir film Horrible High Heels. Korku-pornografi ve aksiyon üçgeninde ilerlemesinin nedenini bilmeden atmak suretiyle üç yönetmeni olmasına bağlıyorum utanmadan. Zira korku filmi gibi açılan film, hemen ardından aksiyona, onun ardından pornoya, onun ardından yeniden korkuya, aksiyona, porno-korkuya, sonra yeniden aksiyona dönerek sonlanıyor. Kategori üç olmasından dolayı seyircinin tepkisi de aynen şöyle gelişiyor; Oha, oHa, OHA,Oha,oHa,ohAAA,OHAAAAAAA. Üstelik berbat ötesi oyunculuklar ve acayip montajlar da cabası. Yönetmenlerin hepsinin de ortalama 6-7 filmleri var piyasada. Hatta birinden öyle etkilendim ki, Three Head Monster adlı bir filmi varmış, onun peşine düştüm. Mükemmel görünüyor.
Beyazıt Meydanı’nda sivri topuklarla yürümeyi başaran bir kadın gördükten sonra kadın milletinden iyiden iyiye korkmaya başlayan arkadaşınız evinden bildirdi. Sendeyiz Jim!


Sherry'nin fantazisi; Zifaf odası, çinli gelin yüzgörümlüğü isterken. Adamın boynundaki kravata dikkat. N'Alakay?
Böyle de saçma şey görmedim. Montaja gel vatandaş! Tien'in gözleri, Sherry'nin dudağına denk gelirken. Göze göze değil miydi o?
Tam uyuklayacakken eşi dostu çağırdığım saç saça baş başa sahnesi. Allah, şenlik var dostlar.

Filmin aksiyona döndüğü an, kameralar önünde, Sherry'den yediği tokatlarla Rambo'ya dönmüş Tien
Ren pi guo zheng xie/Horrible High Heels (1996)
Y: Chow Cheung, Chan Wai-On, Mo Keung-Bong
O: Billy Chow (Teddy), Shing Fui-On (mafya babası), Lam Chak-Ming (Tien)

2 yorum:

Goddess Artemis dedi ki...

İlk fotoğraftaki "so called" elektrikli testere, esasen uyduruk bir antene hatta uyduruk bir uydu alıcısına benziyor buradan! :-p

Zifaf odası karesi ise, pek tanıdık geldi. Sabaha da kanlı çarşafı pencereye asar bunlar! :-PpP

Tuğba dedi ki...

Harbiden uyduruk mu anlayamadım ben. Haftasonu gider kolaçan ederim, cidden öyle bir testere var mı piyasada diye. Varsa koleksiyona eklemekte faide var, değil mi? :-p

Kadının fantazisiyle ilgili herşeyi geçtim ama o kravatı geçemiyorum bir türlü. Kadının bilinçaltına 'işadamı' mı yerleşmiştir ki, aşık olduğu berduş adamı onun yerine koymaktadır... Düşündükçe çıldırıciğim :D

Boş işler bunlar...