13.9.09

BEYAZ SAÇLI GELİN I

‘Neden saçların beyazlamış arkadaş’ klişesinin bir başka örneği Bride With White Hair ile huzurlarınızda Ronny Yu komutasında, karşılıklı döktüren Brigitte Lin ve Leslie Cheung.

Çin imparatoru ölüm döşeğindedir. İmparatoru ölümden kurtaracak yegane şey, Shin Fung Dağı’nda her 20 yılda yalnızca bir kere açan ve efsaneye göre ölüleri bile diriltme kudretine sahip olan çiçektir. İmparatorun adamları çiçeği bulmak üzere yola çıkıp, dağa ulaştıklarında bir engelle karşılaşırlar. Tam 10 yıldır, bu dağda, bir kadın için, çiçeğin açmasını bekleyen Cho Yi Hang (Leslie Cheung), karışmış saçıbaşı ve çizdiği berduş tipiyle, çiçeği imparatorun adamlarına yar etmediği gibi hepsini oracıkta heba etmekten de çekinmez. Peki ama Cho Yi Hang, beklediği kadın ve nadir açan çiçeğin arasındaki bağ nedir?

Flash A-Ah! (Queen’in Flash Gordon Soundtrack’inden çalıntı. 1980 yapımı Flash Gordon filmindeki Max von Sydow tarafından canlandırılan İmparator Ming ile Walt Disney’in Pamuk Prenses’indeki cadı karakteri çocukluğumun en güzel iki kötü karakteriydi). Flash dediysek boşa değil. Çünkü bu andan itibaren flashbacklerle –geri dönüş desem süsüm bozulmaz ama yukardaki şarkıdan bahsetme olanağımı ortadan kaldırmış olurdum- söz konusu bağı öğrenme fırsatını yakalıyoruz.

Ching Hanedanına karşı ayaklanan sekiz klandan biri Wu Tang’tır. Yetim olan Cho Yi Hang, küçük yaştan itibaren Wu Tang’ın ustası tarafından evlat edinilerek eğitilmiştir. Tüm haylazlığına rağmen ustası tarafından, Wu Tang’ın gelecek efendisi olarak görülmektedir. Küçük Cho Yi Hang, gecelerden bir gece, komşuların mini minnacık bir kuzuyu yiyeceklerini farkedince, kuzuyu kaçırarak ormana dalar. Dalar dalmasına ama nereye gittiğini bilmeden öyle uzaklaşır ki kaybolur. Etrafı kurtlar tarafından sarıldığında ise merhametinden bırakamadığı kuzusu ile dua etmekten başka yapacak şey bulamaz. Bu esnada hemen yakındaki tepeden gelen kaval sesine döndüğünde, tepenin üstünde ayışığının altında gümüş gibi parlayan, tatlı mı tatlı bir kız çocuğunun kaval çalmak suretiyle kurtları uzaklaştırdığını görür.
Haylaz Cho Yi Hang, kaligrafi dersinde ustasının karikatürünü yaparken

Yıllar geçmiş, Cho Yi Hang serpilerek Leslie Cheung halini almıştır. Bir saldırı sırasında, doğum yapmak üzere olan karısını saldırganlardan korumak isteyen bir köylüye yardım ederken, beyazlar içinde peçeli bir kadınla karşılaşır.
Bizim saftirik doğum yapan kadını unutup, büyülenmiş gibi peçeliye bakarken bebek dünyaya gelir ama bunun konumuzla bir ilgisi yok sanırsam. Zaten biz Cho Yi Hang’tan birkaç dakika evvel bu peçeli güzelle tanışmış, şimşek gibi şaklıyan kırbacıyla nice canlar aldığına şahit olmuştuk. Peçeli kadın doğum sonrası ortamdan sıvışırken, bizim delikanlı da kadının peşine düşer. Kadının evine kadar takip edip, klasik şelalede yıkanma anını hafızaya kaydeder. Delikanlımızı farkeden kadın, arza kadar uzanan kırbacıyla oğlanı yakalayıp benzeteceği anda, artık kader midir nedir, bir not alarak, delikanlının cezasını veremeden gitmek zorunda kalır.
Kurt kız, kurbanını saçıyla yakalarken
Acele ediyorsun biliyorum. Ben de ediyorum bir an önce bu sıkıcı anlatım bitsin diye ama ha gayret biraz daha sabır be dostum!

Aa! Kırbaçlı abla, aslında Siyam İkizleri tarafından yürütülen bir tarikatın üyesi değil miymiş? Üstelik, bu abla, yıllar önce babası tarafından terk edilerek, kurtlar tarafından büyütülen -Flash A-Ah! -hatırlarsanız tepede kaval çalmak suretiyle Cho Yi Hang’ı küçükken kurtlardan kurtaran Kurt Kız değil miymiş? Öyleymiş valla... Biri kız biri erkek olmak üzere sırtlarından birbirlerine yapışık olan ikizlerden erkek olanı, kırbaçlı abla ve yahut bu andan sonra bir müddet kurt kız olarak adlandıracağımız ablaya biraz yanıktır. Ama bu aşkın nerden bakarsanız bakın hastalıklı olduğu barizdir. Kurt Kızın da hiç o taraklarda bezi yoktur.
Pardon kardeşim, sana da k*çımı dönmüş gibi oldum ama...
Büyülerle ve ayinlerle hareket eden bu tarikatın siyam ikizi liderleri, yıllar önce Sekiz Klan’dan atılmışlar, dolayısıyla şimdi intikam içinde saldırı planı hazırlamaktadırlar.
Biz filmin ana teması aşk mevzusuna dönecek olursak, ben size tarikatı anlattığım sırada kurt kız ile Cho Yi Hang arasında duygusal bir yakınlaşma olmuş, olaylar hızla ilerleyerek bu ikisi sevgili kıvamına gelmiştir. İsmi olmadığı halde yalnızca koluna dövmelenmiş soyadı olan kurt kıza bizim ormantik delikanlımız hemencacık bir isim verir. Aşnafişnanın ardından , iki sevgili, birbirlerine bağlılık yemini ederken, kurt kızın, delikanlıdan tek bir dileği vardır; delikanlının ne olursa olsun, kendisine, yani kurt kıza, güven duymasıdır. Bilindiği üzere bu tür sözler ağızdan çok kolay çıkar. Lakin iş uygulamaya gelince, şimdiye kadar böyle bir babayiğit dünya yüzeyinde bulunamamıştır. Alt katmanlarda varsa o kadarını bilemiyeceğim. Uyuduğu sırada sevdiceğine not bırakan kurt kız, delikanlının bir yere gitmemesini, kısa zaman içerisinde geri döneceğini yazmıştır nota. Kurt kızın bu bağlılıktan önce yapması gereken birşey vardır; o da bağlı olduğu tarikattan ayrılma isteğini siyam ikizlerine bildirmesidir. Yavrum, öyle kolay olsa... Kıskançlıktan deliye dönen Siyam ikizlerinin erkek olanı, kızı bırakacağını ama önce oldukça acılı bir testten geçireceğini söyler, ki şimdiye kadar bu testten sağ çıkan görülmemiştir. Aşağılanan ve közler üzerinde yana yana yürüyerek tarikatın mekanından ölmeden uzaklaşmayı başaran kurt kız, geri dödüğünde Cho Yi Hang’ı yerinde bulamaz. Çünkü Cho Yi Hang bu esnada, tüm generallik görevini bırakmak için Wu Tang Tapınağına geri dönmüştür. Ama döndüğünde karşılaştığı manzara içler acısıdır. Ustasının kesik kafası tavandan sarkmaktadır. Dahası tek öldürülen o değildir. Ölüm döşeğindeki en yakın dostunun ağzından bunu yapanın kurt kız ve adamları olduğunu öğrenir ve yıkıldığı an! Bu sahnede benim de yıkıldığım bir an var, söz etmeden geçemem. Tüm film boyunca üst kotlara uçarak çıkan Cho Yi Hang, ne hikmetse, tapınağın üst katında yaralı halde yerde yatan en yakın dostunun yanına varmak için merdiveni kullanmayı tercih etmiştir. Fesatlığım kurusun, bu da aklımda iki soru işareti meyDANE getirmiştir; 1. Cho Yi Hang, aslında dostunu yeteri kadar sevmiyor mudur? 2. Bütçede tellere ayrılan para bittiğinden kelli bu sahne için tel kullanılamadığından Cho Yi Hang, yürümek zorunda mı kalmıştır?

Cho Yi Hang’ı bulmak için Wu Tang tapınağına gelen kurt kız, uğradığı iftira karşısında kendini savunmak durumunda kalır. Üstelik daha birkaç saat önce “Sana hep inanacağım, güveneceğim” diye şakıyan Cho Yi Hang’ın ihaneti üzerine çok fazla seçeneği olmadığını farkına vararak, kırbacını ve sırma saçlarını konuşturmaya başlar. Heyhat tek bir kırbaç savuruşuyla bir adamı ikiye ayırma kudretine sahip bu kadının öfkesini, seyicinin gözyaşından başka ne bastırabilir dostlar? “Oh bayılmıştım sizin fingirdemenizden” dedirtircesine tadından yinmez bir dövüş şöleni başlar. Hemi de üstüne, kırbaçlı kurt kızın, Siyam ikizlerinden sivri dilli kız kardeş tarafından ruhuna şeytan kaçırtılarak bir anda bembeyaz saçlı hale gelmesi de şölene neşe üstüne neşe katar.
Önüne çıkan herkesi o beyaz saçlarıyla kıskıvrak yakalayıp kah boğarak, kah kılıç gibi içlerinden sokarak haklayan beyaz saçlı henüz gelin olamamış gelin, herkesi öldürdükten sonra ortama katılan siyam ikizleriyle girdiği mücadelede Cho Yi Hang tarafından kurtarılır.
Beyaz Saçların Saldırısı
Ya yavrum, o kadar kolay mı uzun saça bakmak. Taramazsan bulaşır işte böyle...
Şimdiye kadar spoilerın allahını verdiğimden kelli uyuzluk yapmıyorum ve sahnesiyle açıklıyorum. Sırtlarından yapışık siyam ikizlerinin arasından kılıcıyla geçen Cho Yi Hang, bu iki kardeşi sonsuza kadar birbirinden ayırırken filmin bendenize belki de en anlamlı gelen repliğini siyamların erkek olanının ağzından alıyoruz; Sırtından fışkıran kan gölünün üstüne sırt üstü düşerek, doğduğundan beri ilk defa sırt üstü yatmanın hazzını yaşayan ikiz aynen şöyle der; sırt üstü uyumanın bu kadar rahat birşey olduğunu bilmezdim. Cho Yi Hang hariç, herkes öldükten sonra tapınakta kanlar içinde yaralanmış yatan Cho Yi Hang’a kapıdan çıkmak üzereyken şöyle bir dönüp bakmaktan başka birşey yapmayan Beyaz Saçlı henüz gelin olamamış Gelin, acaba ikinci filmde gelin olabilecek midir?
Bu arada “peki dağdaki nadir çiçek ne alakaydı?” diyen seyircinin sorusunu da cevaplamak gerekirse “aman sen de” derim. Aşnafişna sırasında, “Bu curcunadan uzaklaşalım sevgilim. Beraber yaşlanalım” diyen merhamet timsali Cho Yi Hang’a cilveyle, “Çok yaşlanıp da saçlarım beyazlarsa beni gene böyle sever misin?” gibisinden klişenin önde gideni bir soruyla yanıt veren Kurt kıza, “ölümsüzlük veren o nadir çiçeği bulmak için dağları delerim” diyen Cho Yi Hang’ın arasındaki öyle alelade bir konuşmadan ibarettir.

Aylar sonra ilk defa üçüncü sayfaya geçmiş bulunurken asıl bombanın ikinci filmde olduğunu söylüyor, 1993 yapımı senaryosu da Ronny Yu ve David Wu’ya ait ilk filmin aslında herşeyin başlangıç noktası olduğunu belirtmek istiyorum. Leslie Cheung’u, ormantikus ve merhametus karışımı bir rolde, Brigitte Lin’i sevgiye aç ama bir o kadar da kararlı bir karakterde izlemek isteyenler için birebir bir film. Aksiyona gelirsek, wuxia pian’ın güzel harmanlandığı, uçanlar kaçanlar ve efil efil elbiseler içerisinde süzülmenin hazzını yaşamak isteyenleri tatmin edecek kalitede olduğunu ekleyebilirim. Mesela ben şimdi süzülerek üst komşuya doğru çıkıyorum. İkinci filmde buluşmak dileğiyle...
BAI FA MO NU ZHUAN I / BRIDE WITH WHITE HAIR I 1993
Y: Ronny Yu
O: Leslie Cheung, Brigitte Lin, Fransic Ng (erkek siyam), Elaine Lui (kız siyam)

Hiç yorum yok:

Boş işler bunlar...