2.1.09

SİZİ SAÇIMLA DÖVERİM

Canım o kadar sıkkın ki Barselona hatırası kung fu DVD’lerimden birini seyredeyim dedim. Filmin ismi EL LATIGO MAGICO! Yani THE MAGIC WHIP.Bir kere daha “yani“ Türkçe’ye çevirirsek BÜYÜLÜ KIRBAÇ. İspanyolca dublajlı 1963 Hong Kong yapımı bir film. Ne altyazı var ne birşey. Daha önce hiç anlamadığım bir dilde film izlemişliğim çok olmasa da vardır. Dolayısıyla yürü be ninja kim tutar seni hele bir kung fu filminde dedim ve başladım seyretmeye. Bu sefer kısa kesiyorum sizi sıkmamak için(yalana bak,ispanyolca yemedi çünkü di mi?). Filmimiz sokakta çinli sanatçıların gösterileri eşliğinde açılıyor. Bilmediğim halde yalnızca akıl yürüterek (ki bunu daha çok yapacağım) vardığım sonuca göre bu gösteri ve edilen danslar son derece gelenekseldir.Mahallenin kabadayısı olduğunu anladığımız gerçekte son derece tırsak, işini başkasına yaptıran sünepenin önde gideni kılıklı kötü karakterimiz gösteriyi basarak asıl kahramanımızı taciz eder. Kahramanımız-çıkan ispanyolca seslere bakılırsa adı Tonto’dur-nasıl sessiz sakin,nasıl mütevazı, kafasına vur lokmasını al tipinde sırma saçlı bir oğlandır. Sünepenin tacizlerine “Aman beyim yapma beyim” diyerek cevap verirse de bir yerden sonra saçıyla birleştirdiği kung fu sanatını icra etmek durumunda kalır. Bir iki darbe ile Sünepe’yi oracıkta rezil eder. Sünepe bu durur mu? Rezil olmanın acısıyla hemen yollara düşerek intikamını alacak birini ararken gökten sapanlı dövüşçü düşüverir. Yaman bir dövüşçü olduğu,bir eliyle fırlattığı taşı, sapanıyla hemencecik vurması ile belli olan bu izbandut, Sünepe tarafından Tonto’yu tartaklaması için tutulur. Kısa kesiyorum.Zaten biliyorsunuz; “Sizi saçımla döverim” düsturlu kung fucumuz Tonto bir sapana yenilecek değil herhalde. Sapandan kendisine doğru gelen taşları yine saç kuyruğunun ucu ile durdurur. Bundan sonra filme dahil olan kung fu üstadı, “senin ustan kim,nerde öğrendin kung fuyu” misali sorularıyla ezik Tonto’ya terler döktürmüşse de aldığı cevap “hiçbir okula gitmedim,babamdan öğrendimden” başka birşey olmamıştır( En azından ben öyle anladım.Birazını da k*çımdan uyduruyorum tabii). Bunun üzerine Tonto’yu küçümseye küçümseye bir hal olan kung fu ustası “sıkıysa saçını kullanmadan göster bakalım marifetini” diyerek meydan okur. Tonto bu boru mu? Üstadın her hareketine karşılık veren Tontomuz saçını kullanmadan da pekala güzelcene dövüşebiliyordur. Ta ki üstad hile yapana kadar.İşte o an Tonto da salar saçını rüzgara,sen misin hile yapan al sana al sana diye eşek sudan gelinceye kadar ustayı pataklar. Bir anda alemin sevgilisi olan Tonto bundan sonra ne yapacaktır? Filmimiz nereye doğru gitmektedir? Buraya kadar eften püften bir film gibi görünse de bu andan itibaren filmin seyri değişti. Bir anda neoklasik bir malikanenin önünde bir at arabası ve dönem elbiseleriyle ecnebi oldukları her hallerinden anlaşılan insanlar sahnede bitiverdiler. Boş bir film değil, Çin’in bir dönemini rahatça okuyabileceğim tarihi bir film seyrediyordum. Kıyafetlere,saç modeline(aslen mançuryalılara özgü,kafanın yarısının traş edilip alt kısmında domuz kuyruğu denilen örgü,Qing hanedanı döneminde erkeklerin sahip olmak zorunda oldukları saç stili)ve ecnebilerin İngiliz olduğuna bakılırsa filmimizin geçtiği dönem 19.yy’a Qing (Ching diye de geçer ingilizce olarak-Q zaten ç diye okunuyor kafadan attığım kadarıyla) hanedanına tarihleniyor. Hatta daha da ileri gidersek hemen 1839 diyebiliriz. İngilizlerin sömürüsünün başladığı I. Afyon Savaşı dönemine. Ama emin olmayalım çünkü filmin söyleyecek birkaç şeyi daha var. Sünepe, İngilizlerle yakınlaşır,onlara yalakalık yapar. Sahne birden değişir yine.Bu sefer uçsuz bucaksız arazide koşuşturan İngiliz askerleri ile yine aynı arazinin başka bir yerinde koşturan japon askerlerini görürüz. Çinliler boş durmayacak herhalde.Onlar da yurtlarını korumak için, savaş bandosu eşliğinde araziye hücum etmişler,tüfekli İngilizlere ve Japonlara karşı kahramanca savaşmışlardır. Savaş biter. Şafakla birlikte Tonto yaralanıp düştüğü yerden doğrulur ve ayağa kalkar. Tüm savaş alanındaki ingiliz ve japon askerleri dahil herkes ölmüştür. Bir tek kendisi hayatta kalmıştır. Ama savaşın bedelini çok ağır birşeyle ödemiştir; kopan saçıyla. ( Böyle epik bir sahnede aklıma gelene bak! Her kız çocuğunun var mıdır bilmem böyle bir hikayesi ama küçükken saçımı ilk kez kısa kestirdiğim zaman çok üzülmüştüm. Bir de ablam kendi saçını kendi kesmeye kalkmıştı da nasıl pişman olmuştu sonra. İşte Tonto’nun da hissettiği şey böyle birşey miydi acaba?) Ama büyükler ne derler bilirsiniz(Yoksa hiç hazzetmediğim kuaför milletinin mi lafıydı): “Aman canım kökü sende ya,uzar gene nasılsa”. Bir sonraki sahne daha acıklıdır ama. Savaş alanında herkesin ölmesine rağmen nasıl yenmiş olduklarını anlamadığım ingilizler, sırayla çinli erkeklerin domuz kuyruğu saçlarını kesmektedirler. Bu arada Sünepe de çoktan saçını kendi rızasıyla kestirmiş,yalakalık da öteye geçerek polis bile olmuş,insanları yakalayıp zorla saçlarının kesilmesine yardım ve yataklık etmektedir. Son sahneyse değme westernlere taş çıkartacak güzelliktedir. Film boyunca ezik ezik bakan Tonto’nun gözleri traş ettiği kafasıyla birlikte parıl parıl parlamaktadır. Karşısındaki Sünepe’ye şöyle bir bakar,ceketini çıkarır, bu arada iki güzel tabancayı kemerinde görürüz, çoook uzağa astığı bozuk parayı iki tabancasını çekip bir güzel 12’den vurduktan sonra,kırk yıllık kovboy misali tabancaları yerine yerleştirir. O da akıllanmış, düşmana karşı ,onun koyduğu kurallarla oynamak gerektiğinin ayırdına varmıştır. (This is)The End. (Beautiful friend)
Yönetmen: Wong Fung
Oyuncular: So Siu Tong,Yu So Chau,Yue Gaai,Josephine Siao Fung Fung,Sek Kin
Film ve DVD ile ilgili bir kaç not:
-Başta da belirttiğim gibi film sadece ispanyolca dublajlı,altyazı mazı yok. Dvd’nin hiçbir özelliği yok aslında.Ne ekstra ne başka şey. Bir de DVD kapağının filmle uzaktan yakından ilgisi yok.Bu da biline.
-Filmi seyrederken aklıma aynı döneme odaklanması açısından Jet Li’nin Fearless’ı geldi haliyle.
-İspanyolca ve italyanca birbirlerine benzer diller ama italyancaya da hakim olmadığımdan kelli tek tük kelime ve cümle yakalamışlığım vardır sadece.Dolayısıyla gerçekten uydurduğum yerler çok olmuştur. Lütfen bu yazıyı kaale almayınız.
-Bir de son sahneyi anlayamadığım için çok hayıflanıyorum.Çünkü Tonto artiz artiz kelamlar etti. Merakta kodu,bırakıp gitti beni.
.
Senin ustan kim,okulun ne soruları soran kung fu üstadının, gelmiş geçmiş en büyük kung fu hocalarının ismini saydığı sırada kameranın yaptığı harekettir!
Bu filmi birgün yeniden anlaşılır bir dilde izlersem döner bu yazdıklarıma gülerim. Bunu da buraya not edeyim.

Hiç yorum yok:

Boş işler bunlar...