28.1.10

RED RIGHT HAND

İddia Ediyorum a.k.a. Mesnetsiz Atıyorum, Nick Cave'in Red Right Hand için çıkış noktası Milton değil Five Fingers of Death adlı filmdir. Buyrun Ters Ninja'ya.

3 yorum:

k dedi ki...

lo lieh'nin saçsız, sakalsız ve -yanlış mı görüyorum?- ortodontist'e daha az ihtiyacı olduğu zamanlardan kalma filmini nihayet izleyebildim. kötücül karakterleri canlandırırken son haddinde kullandığı beden dilini bu filmde minimum seviyeye indirmiş olması, 'iyi dediğin azıcık bön olur' kanaatindeki bir oyuncuyla karşı karşıya olduğumuzun işareti mi yoksa? elbette, kronolojik olarak baktığımızda bu film lo lieh'nin toyluk döneminden. sonradan kötüyü oynaması, senin dediğin gibi tipinden kaynaklanan bir durum da olabilir. ya da benim az çok ima etmeye çalıştığım gibi iyiyi kıvıramamasından. lo lieh'nin duruşu bile iyi adam prototipine uymuyor sanki. belki de aşırı mazlumu oynamaya çalışan sinsi ifadesi sürekli parlak bir geleceği muştulayan iyi insan standartlarına uymuyordur. lo lieh'nin kapsamlı bir profilinin çıkarılmasını talep ediyorum yetkililerden. ne diyorum ben? filme dönersek, ilk pataküte örneklerinden biri olması sebebiyle dövüş koreografisinde hafiften esen dandiklik havası haricinde (özellikle o baş kötünün oğlu kimi sahnelerde anneannem gibi tekme atıyor), senaryonun i kuang'ın henüz shaw stüdyolarında tutsak edilmemiş olması nedeniyle başka birinin elinden çıkması, mantık hatalarını da beraberinde getirmiş. misal, lo lieh'nin tavernada baş kötünün çapulcularından birini alaşağı etmesinin ardından yeni dövüş okulunda bir yıl süren komilik eğitimine geçiyoruz. arkasından gelen sahnede yine o çapulcu. birkaç gün önce tavernada dövüştüm diye bahsediyor lo lieh'den. böyle bir şeydi işte. aslında şimdi düşündüm de, mantıksız değil gibi. neyse efendim. tarihi sarsan 100 kung fu filmi temalı bir gösterimde kolaylıkla kendine yer bulacak bir film king boxer netice itibariyle.

k dedi ki...

senaryoya yalnızca kontünüti -ya da her ne deniyorsa- açısından laf etmişim ama unuttuğum bir şey var. bugüne kadar izlediğim shaw kung fu'larında aşk meşk mevzularının işlenişindeki amipimsi basitlikten eser yok bu filmde. kural neydi, bir kez daha tekrarlayalım. bir kadın bir erkeği sever ya da 'kadın neymiş, erkek yeter' der chang cheh. fakat bu filmde inanılmaz bir biçimde, iki kadın tek bir erkeğe aşık oluyor. daha önce eşine rastlanmamış bu kaostan ufak sıyrıklarla kurtuluyoruz neyse ki. şükür yarebbime. gelemem öyle sıkıntılara ben. keep it simple, lo!

Tuğba dedi ki...

Hafıza sorunları yaşayan her birey gibi sondan başlayarak "Keep it simple, lo!" ya bayıldığımı ifade etmeliyim. Kastettiği 'lo' açısından farklı yönlere çekilmeye müsait bu fevkalade cümleyi, defterime not ettim.

Gelelim profil meselesine; Efendime söyleyem, gayet güzel bir profil çıkarmışsın işte sen. Ötesine ne gerek!
Mantık hatası her filmin gülüdür. Uyandırma dürtüsünü elinde tutar. 2dakika evvel uyuklamaya başlayan seyirciyi yerinden dahi zıplatabilir. Dolayısıyla değeri iyi bilinmelidir diye düşünmekteyim.

Valla nerden baksan erkeğe yaranan formatta işlenen aşk meşk mevzusuna hiç gelmeyelim istersen. Hafazanallah kan çıkabilir!
Bu arada anneannen tekme mi atıyor? Hey maşallah!

Boş işler bunlar...