1974 tarihli Killer Snakes, döneminin ve hatta sonrasının tüm Shaw Brothers yapımlarından oldukça ayrı bir yerde duran bir film. Bu filmde ne karabüyü var, ne taoist bir rahip, ne artık aşina olduğumuz kurtçuklar ne de başka bir Hong Kong filminden beklenebilecek iğrençlikler. Tüm bu “yok”lara rağmen, yine de seyirciyi iğrendirip, irkiltmeyi başarıyor. Ama bu durumu yılanlarla ve daha önce sözünü ettiğim ışıklandırması ile yapıyor. 
DİKKAT DİKKAT! Yılanlarla arası nahoş olan seyirci, açıl şöyle, yan bloga gir. Düşer bayılırsın hafazanallah…
Henüz küçük yaşta, anasının mazohist eğilimlerine şahit olarak, görmediği tüm şefkati, yılanlara göstererek olgunluğa(!) erişen Chi Hung, takdir olunur ki yetiştiği ağacın çok da uzağına düşmeyerek, bilakis tam bir sado-mazo olarak, Hong Kong’un fakir mahallelerinden birinde yaşamaya başlayacaktır.
Yukarda bahsettiğim filmi diğerlerinden ayıran başka bir özelliği daha var. O da sokağa inerek, seyircinin o zamana kadar, çok da alışkın olmadığı bir ortamda çekilmiş olması. İşte bu sokakta, yılanların, yumurta vb. çeşitli unsurlarını kullanarak müşterilere sunan bir ‘yılan dükkanı’na bitişik, derme çatma bir kulübede, sado-mazo, bondage dergileri arasında yaşayan, son derece içine kapanık, bu kapanıklığıyla da, yan tezgahta çalışan kıza karşı “masum” duygular beslese de,açılmasının pek öyle mümkün görünmediği bir durumda hayatını idame ettiren Chi Hung, bir yandan da mahallenin kabadayıları- ki bunların başında ‘yırtık’ bir fahişe bulunmaktadır ve maalesef intikam bu ablayı çok pis bir şekilde gafil avlayacaktır- tarafından sürekli sıkıştırılmakta, parası alınıp, hırpalanmaktadır. 
DİKKAT DİKKAT! Yılanlarla arası nahoş olan seyirci, açıl şöyle, yan bloga gir. Düşer bayılırsın hafazanallah…
Henüz küçük yaşta, anasının mazohist eğilimlerine şahit olarak, görmediği tüm şefkati, yılanlara göstererek olgunluğa(!) erişen Chi Hung, takdir olunur ki yetiştiği ağacın çok da uzağına düşmeyerek, bilakis tam bir sado-mazo olarak, Hong Kong’un fakir mahallelerinden birinde yaşamaya başlayacaktır.
Yukarda bahsettiğim filmi diğerlerinden ayıran başka bir özelliği daha var. O da sokağa inerek, seyircinin o zamana kadar, çok da alışkın olmadığı bir ortamda çekilmiş olması. İşte bu sokakta, yılanların, yumurta vb. çeşitli unsurlarını kullanarak müşterilere sunan bir ‘yılan dükkanı’na bitişik, derme çatma bir kulübede, sado-mazo, bondage dergileri arasında yaşayan, son derece içine kapanık, bu kapanıklığıyla da, yan tezgahta çalışan kıza karşı “masum” duygular beslese de,açılmasının pek öyle mümkün görünmediği bir durumda hayatını idame ettiren Chi Hung, bir yandan da mahallenin kabadayıları- ki bunların başında ‘yırtık’ bir fahişe bulunmaktadır ve maalesef intikam bu ablayı çok pis bir şekilde gafil avlayacaktır- tarafından sürekli sıkıştırılmakta, parası alınıp, hırpalanmaktadır. Fahişe abla, dayılanırken
Yılan yoksa komodor ejderi de olur! Gel ejder gel, yine gel!
Kulübesine döndüğünde, yan dükkandan içeri sızan yılanlarla konuşmakta, yaralı olanlarını tedavi etmektedir. Kısa süre içerisinde bu dostluk daha da ilerler ve Chi Hung yine bir hırpalanma anında, yılanların sözünü dinlediğini fark ederek, kendisine kötü davrananlara karşı bu yılanları kullanmak suretiyle bir katile dönüşecektir. 
Nuri Alço'nun Hong Kong şubesi, kızı kötü yola düşürme çalışmaları sırasında
Özellikle sevdiği kızın ‘kötü yola’ düşmesi sonucu, kıza karşı gösterdiği ‘kendince’ merhameti ile, bir Hong Kong filminden, bilinen manada bir adalet anlayışı beklememek gerektiğini bir kere daha seyircinin yüzüne yüzüne tam vuracakken, bu defa şaşırtmayı başardığını kabul etmeliyim.
Yılanların Efendisi işbaşında
Beklentimin çok üstünde bir film çıktığını belirtmeliyim Killer Snakes’in. Ama neden beklentimi bu kadar düşük tutmuştum, hiçbir fikrim yok. Zira yönetmen Kuei Chih-Hung, aynı zamanda yine Shaw Brothers korku klasiklerinden Corpse Mania, Boxer’s Omen ve henüz seyretmediğim Hex serilerinin de yönetmeni.
Bir de tabii 1973 yapımı Bamboo House of Dolls ‘hapishane istismare’sinin de yönetmeni olur kendisi. 1971 amerikan yapımı Willard'dan esintisini saklamayan filme noktayı koymadan diyeceğim odur ki, daha önce kadın bir seyirci olarak, çok kereler yeşil-kırmızı ışıklandırmanın bol bol istismarına maruz kalsam da bu defa yönetmen amcam turnayı gözünden vurmuş. 
Üstelik yanına sokak kadrajları da ekleyerek, klostrofobik seyirciyi düşündüğünü de göstermiş. Filmin sırayla Japon ve Amerikan posterlerine de göz atıp, burada ayrılalım. 
*Alt metin isteyen enteldantel seyirci, bu filmden ne çıkarımlar yaparsın bir bilsen! Entele değil de dantele karşı olduğumdan hiç girmedim o işe... Bir de tabii, ne kadar üstü kapalı yazarsam hakkımda o kadar iyi olur diye düşündüm, yan çizdim onun için...
Film içinde film. Shaw Brothers'ın Pearl Jade sinema salonun, film içinde göründüğü bir sahne.SHE SHA SHOU / THE KILLER SNAKES 1974-SHAW BROTHERS
Y: Kuei Chih-Hung
O: Kan Kuo-Liang (Chi Hung) Chen Chun (Nui Alço'nun Hong Kong şubesi), Maggie Li (kötü yola düşen kız)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder