5.9.09

DÖĞÜŞÇÜLER KRALİÇESİ* / THE QUEEN BOXER


“I’ve got a woman, she rules my house with an iron fist”~ esaslı kadınlardan bir başkasının başrolde olduğu bir filmle, kung fu’ya kaldığımız yerden devam ediyoruz. 1972 Tayvan yapımı The Avenger adlı film, batıda daha çok The Queen Boxer olarak biliniyor. *'Döğüşçüler Kraliçesi' olarak çevrilen ismiyle video zamanlarında, Türk seyircisinin de uzak olmadığı, vurduğunu deviren abla Judy Lee yahut orijinal adıyla Chia Ling’in Balta Çetesi lideri tarafından öldürülen kardeşinin intikamını almasını anlatan film, görüldüğü üzere daha önce hiç işlenmemiş (!) bir konuya barnak basıyor. Her zaman yaptığım gibi, komşum Mükerrer Teyze’ye anlatır gibi, tane tane anlatmaya başlıyorum.

Stephen Chow’un sevdiğim filmi Kung Fu Hustle’dan aşina olduğumuz Balta Çete’sinin liderinin, sivri diliyle oldukça şakacı bir insan portresi çizen Ma Su Chen’in (Judy Lee) erkek kardeşini kanlı bir şekilde öldürmesiyle açılıyor film. Üstelik erkek kardeşin kan banyosu suratına zoom yaparken kameraman, çete lideri de hıncını alamamış olacak ki, kendisine ölü ama bir o kadar da devasa açıklıkta bakan gözleri çıkarmaktan kendini alamayacaktır. Kardeşinin hunharca katledilişinin haberini alan Ma Su Chen ise elbette, yaptığı küçük bohçasını koluna takacak ve soluğu Şangay’da intikamının peşinde alacaktır. Ma Su Chen, tüm öfkesini bohçasına dolduradursun, Balta Çete’sinin haraçlarından gına getirmiş Fan Kao To (Peter Yang Kwan), çeteye başkaldırmanın yollarını aramaktadır. Çete elemanlarına karşı oldukça cüretkar cevaplar verdiği görülen Fan Kao To, “Sen Allah mısın ki önünde eğiliyim?” bazlı konuşmalarıyla, öyle kimsenin karşısında iki büklüm olacak bir tip değildir. İşte bu iki karakter ilk defa bir lokantada karşılaşmışlarsa da birbirlerine pek de ısındıkları söylenemez. Zaten şimdilik ısınmalarına gerek yoktur. Zira filmin ortalarında yeniden ortaya çıkana kadar Ma Su Chen, kayıplara karışacak, “Bu kadın başroldeyse, niye öteki adamdan daha az görünüyor filmde? bazlı dedikodu sorusunu seyirciye sordurtacaktır. Pardon Mükerrer Teyze, biraz karmaşık oldu cümle galiba...


Ma Su Chen, yeniden ortaya çıkana kadar filmdeki aksiyon öğesini Fan Kao To, tek başına üstlenir. Böylelikle, yüklü miktarda çete elemanını da haklar. Ma Su Chen, tesadüf eseri izini bulduğu çete liderinin evini bastığında, Kill Bill’deki, Gelin’in Crazy 88 çetesiyle karşılaştığı an gibi, asma katın ahşap merdivenlerini sağlı sollu doldurmuş, elleri baltalı çete elemanları ile çatışmaya girecek, bu esnada sahneden geçmekte olan Fan Kao To da, fırsat bu fırsat deyip intikama ortak olacaktır. İki koldan, çeteye zayiat verdirmelerine rağmen, haince bir saldırıyla filmin tek avrupalı elemanından kurşun yiyen Fan Kao To, yaralı düşecektir. Fan Kao To’yu ortamdan uzaklaştırıp, bıçakla kurcalamak suretiyle kurşunu çıkaran Ma Su Chen, iki dakika ortamdan uzaklaştığında, Fan Kao To’yu bulan çete, bu defa işini temiz halledecek ve olmayan video jeneriğine kadar seyirciyi bu cillop giib adamdan mahrum bırakacaktır. İntikamın katmerlendiği an bu andır seyirci. Artık sabrının son noktasına gelen Pekin Operası çıkışlı Judy Lee, basma entarisinin düğmelerini çözüp, altındaki dövüş kıyafetini ortaya çıkararak finalde döktürmek üzere hazırdır. Üzerine üzerine gelen herbir baltalı elemanı, gözünü kırpmadan savuştururken, sona sakladığı çete liderini önce 3 baltayla mıhlayacak hemen ardından da, kardeşinin öldürülüş şeklinin aynısını çete lideri üzerinde uygulayacaktır. Biraz zorlanarak da olsa işaret ve orta parmağını hazırlayıp liderin gözlerine doğru hamle yapacaktır.
Ele dikkat! Gönül isterdi ki filmde de bu sahneyi görebilelim. Ayriyeten, afişteki cıbıl kadının Judy Lee olmadığı konusunda ısrarımı sürdürüyorum.
Oldukça kanlı başlayan film, pek de kanlı sayılmaz aslında. Onca fırlatılan baltaya rağmen, yeterli miktar kan çıkmayışın sebebi, Fan Kao To’nun da filmin bir sahnesinde söylediği “Şu an kıtlık zamanı” olmasından dolayı, insanların kansızlığına bağlanabilir mi, bilmiyorum doğrusu. Öte yandan, tatminkar uzunlukta iki güzel dövüş sahnesi, seyirciye kanı manı unutturuyor. Üstelik insanı kahkaya boğacak kadar çok miktarda zoom in-zoom out yapan yönetmeni tebrik etmek istiyorum. Genelde böyle kadın intikamcının boy gösterdiği filmlerde, siz de bilirsiniz ki kadın, başka şeyler de göstermek suretiyle sömürtülür ya, bu filmde boydan başka birşey göstermemesinin nedenini yönetmenin de kadın olmasına bağlayabiliriz sanırım. Yaklaşık 5 filmlik bir filmografiye sahip yönetmeni, ben yine de bir kenara ayırıyorum.
Videonun görüntüleri oldukça kötü olduğundan ve de fotoğrafla uğraşamayacak kadar üşengeç bir durumda olduğumdan bu defalık, az foto kullanıyorum. Kullandığım fotoğraflar da HKMDB’den.

CHOU / THE AVENGER (THE QUEEN BOXER)

Y: Florence Yu Fung-Chi

O: Chia Ling, Peter Yang Kwan, Lee Ying
~Nick Cave&The Bad Seeds-Jack The Ripper

Hiç yorum yok:

Boş işler bunlar...