19.11.09

T-H-E/SAD/ÜF'LER SİLSİLESİ: DORAEMON

Yaşasın Made in China'nın hayatıma girdiği noktalardan biraz envanter dökümü yapmak, gerekirse yangında ilk kurtarılacakları belirlemek istiyorum. Başlayalım;

Herşey yaklaşık 3 yıl önce Kinder yumurtada çıkan Doraemon'la başladı. Doraemon, bir japon anime kahramanı. Gelecekten gelen bir kedi. Türkiye'de tv'de gösterilmemiş, dini bir takım şeylerden dolayı da gösterilme şansı olmayan, özellikle çocukların seyirci kitlesini oluşturduğu bir anime. Kaldı ki benim de o güne kadar seyretmişliğim yoktu. Kinder ne akla hizmet, o yıl Türkiye'de böyle takıldı, bilmiyorum. Neyse, ben içinden çıkana bakarım.


Uzun süre kitaplık önünde pusu kuran Doraemon'un bu oyuncağının yanına 2007'de hiç beklemediğim bir yerden, Taksim Bambi'nin kuruyemişçisinden alttaki eklendi. Üzerindeki sarı düğmeye basarak, o anki ruh halinize göre surat belirleyebildiğiniz -ki benim surat hep aşağıdaki gibi kaldı- bu oyuncağa arkadaş çevremden oldukça talep oldu. Hatta Bambi'deki Doraemon'ları ben bitirmiş olabilirim.


Çok kısa bir süre içinde (yaklaşık 6 ay) Fatih'teki Dilek Pastanesi'nde, alttaki, adını bir türlü hatırlayamadığım, ama içinde animeden sahneler dönen oyuncak, kasanın yanında bana göz kırptı.

2007 yazında, hayatımın dönüm noktası hastalığımı yenmek üzere eve, Samsun'a gitmeden hemen evvel, Beyoğlu'nda, Aslıhan Pasajı'nın alt katında, her zaman japonca kitaplar ve mangalar bulabildiğim sahafta, Doraemon'un mangasına rastladım! Bundan büyük sürpriz olur mu? O yaz kumsalda, elimde sözlük ve bu mangayla, okuyacağım diye oldukça haşlandığımı hatırlıyorum. Dahası, arkadaşların "Yuh lan! Bi de sözlük almış yanına" bazlı dalga geçmelerini bile takmadan azimle yarısına kadar okudum. Aferin bana!..

Ama kaderin bana oyunu daha bitmemişti. Samsun'da şehir içerisinde yılda bir kereden fazla girmemeye özen gösterdiğim bijutericilerden birinde işte bu anahtarlığı buldum. Japonya neresi, Samsun neresi? Sorarım size...


2008 yılında, Shingetsu-Sama'mla, adını hatırlamadığım meşhur Uzakdoğu'dan gelen ürünlerin satıldığı Tahtakale civarındaki handa işte bu göz bandını bulup, çantaya attım.



Bir müddet sonra alttaki etiket, evimin yakınındaki bir kırtasiyenin camında bana göz kırptı. Yeğene kaptırmamak için bu etiketi çok uğraşlar verdim ya, çektiğim çileyi bir ben bilirim, bir de Allah.

Evet... Bozuk para cüzdanını Halep Pasajı'nda Shin-chan'ı ararken buldum. Yanımda güzel insan Shingetsu-Sama'm vardı yine.

2008'in yaz aylarında yine Fatih'te bir bakkalda alttaki şaplağı buldum. Yarattığım gürültüyle ne kadar uyuz bir insan profili çizdiğim hususuna değinmeye gerek yok sanırım.


Ve son olarak 2009 dün, Çarşamba Pazarı'nda bulduğum magnetik etiketler. Görünce nevrim döndü tabii... Almamak, kıyametin habercisi gibi birşeydi...

Bonus: Bu da Gaddesu-Sama'nın arkadaşı Kyoko-chan'ın bizler için çizdiği Doraemon, lâkin büyük bir salaklık örneği gösterip almamışım sayfayı. Napalım!.. En azında fotoğraf çekmeyi akıl ettim ya...

Toparlamak gerekirse yazıdan çıkan kıssadan hisse; Fatih, sanılanın aksine kötü bir semt değildir. Her yerin olduğu gibi oranın da iyi ve kötü bölümleri bulunmaktadır. Ayrıca buraya kadar gelmeyi başaran arkadaşımdan da bir istirhamım var; bu andan sonra her nerede Doraemon görürsen anında bana bildiriyorsun. Saatleri kuralım ve ayrılalım...

7 yorum:

karakacak1953 dedi ki...

Slm Tuğba San
Siz Draemon seversiniz.Türkiye'de tvde yayınlanmadığını anladım.
Ben çocukluktan beri hala izliyorum.
Draemon efsanevi kahramandır.
Doraemon ile ilgili şeyler gördüm.
Çok ilginçtir.
Japonyada hala tvde yayınlanır ve yılda bir kere filmi çevirir.
Çocuklar izlemeye koşa koşa gider.

k dedi ki...

doraemon bijuteri. bu aleme giren çıkamaz bir daha.

ben de bunu istiyorum. tonight i'm a doraemon star.

Tuğba dedi ki...

Masakuni-san,
Gerçek bir Doraemon sever olduğum söylenemez. Çünkü animesinin hayranı değilim. Ama elbette ilgilimi çekiyor. Shin-chan'ın aksi istikametinde çocuklara yararlı bir anime sanırım. Ama ben Shin-chan'ı daha çok seviyorum, orası kesin. :-)

Komakine,
bijuteri iyiymiş. Bilinçli bir koleksiyoner olsam aramadığım yer kalmaz sanırım. Ama bu elimdekileri Türkiye sınırlarında bulmuş olmam bir yandan bana çok anlamsız gelirken, öte yandan Made in China'nın acayipliğine vurgu yaptığından hiç de anlamsız değil.
Bir de bu andan itibaren o gitar benimdir, çık aradan! :-p

karakacak1953 dedi ki...

Slm Tuğba san
'Shinchan' güzel ama çok zampara.
Çocukların anne babalar beğenmez.
Oysa 'Doraemaon' herkesce beğenilir.
Ben daha bir tane anime 'Kameari koenmae hashutujo'、”亀有公園前派出所”severim.
Siz bu anime izledinizmi?

Tuğba dedi ki...

İşte ben de o yüzden seviyorum ya Shin-chan'ı :)
Dediğiniz animeyi seyretmedim hiç. Siz yazdıktan sonra göz attım. Eğlenceli birşeye benziyor.

shingetsu dedi ki...

Shin-chan poposuna rujla resim çizendi dimi:P...sevimli kerata:)
Bu arada şişme Doraemon aklımda gördüğümde senindir dostum...

Tuğba dedi ki...

Evet, shinchan ahlaksız olandı :)
Teşekkür ederim Shingetsu'm. O çocukları bulursam doğrudan ellerinden kap! Korkarlar senden.
:-p

Boş işler bunlar...