10.000 yıl ötedeki gelecekten gelen Ôgon Batto (Fantoma olarak da bilinir), kötü karakter Nazo’ya karşı dünyayı kurtarmak için savaşan, pelerinli bir kuru kafadır (Rivayete göre Nazo ismi Nazilerden gelmektedir). Nagamatsu’nun gerek karakter dizaynı gerek hikaye içerisindeki roket ve benzeri makine dizaynları zamanının ötesindedir. 1966 yapımı film, ana hikâyenin birçok noktasını almasına rağmen, aslına çok sadık bir uyarlama değil. Yönetmenliğini Hajime Sato’nun yaptığı (1968 tarihli ‘vampir-uzay’ temalı bilimkurgu filmi Goke: The Body Snatchers From Hell kayda değerdir), kendi açımdan göze çarpan en birinci noktası, başrolünde Sonny Chiba’nın oluşudur. Konuya gelecek olursak;
Genç bir astronomi meraklısı, teleskobuyla yaptığı gözlemeler sırasında dünyaya hızla yaklaşmakta olan bir cisim görür. Ulusal astronomi birimine bir türlü inandıramadığı bu durumu, ondan başka bilen birileri daha vardır ve adamı kaçırırlar. Birleşmiş Milletler adına çalıştıkları gözlemlenen bu grup (duvarda UN gördüm, onun yalancısıyım), İkarus Adlı bir gezegenin, yörüngesinden kurtulup gerçekten de dünyaya çarpmak üzere hızla yol aldığını ve genç adama inandıklarını söylerler. Gezegeni durdurmak için bir ışın silahı yapmışlar ama çalıştırabilmek için son bir maddeye ihtiyaçları vardır. Bu esnada, okyanustan gelen bilinmeyen bir sinyal, ekibimizin o tarafa doğru yola çıkmasına sebebiyet verir. Yola çıktıkları uzay mekiğiyle kısa süre içerisinde olay mahalline varan ekip, okyanusun ortasında daha önce orada bulunmayan bir adayla karşılaşır. Göründüğü kadarıyla Mısır-Aztek ve bilimum milat öncesi kültürüyle donanmış ada, aslında Atlantis değil miymiş dostlar? Atlantis’i yanlış yerde arayanlara ders olsun!
Dolmuş efekti verilmiş uzay mekiğinin ön camından, alttaki adaya bakan ekip
Okyanus ortasından göğe yükselen başka bir şey daha vardır; kötü karakter Nazo’nun tenekeden bozma malikanesi. Işın topları atarak, adaya adamlarını indiren Nazo, ekibi ortadan kaldırma planları yapmaktadır. Zira, İkarus gezegenini, yörüngesinden çıkaran bizzat odur. Kurtarma ekibi, Nazo’nun adamlarından kaçarken, girdikleri tapınakta, müthiş bir keşif yapacaklar, Tutankamon’un lahitine nazire yapan bir lahitte Ôgon Batto’yla karşılacaklardır. Azıcık suyla kendine gelen bizim Batto, küçük kızı himayesi altına alacak ve o andan itibaren o müthiş kahkahaları ve yarı saydam olabilme özelliğine sahip yarasasıyla eşek-at-güve karışımı bir giysi giyen Nazo’ya karşı savaşarak, İkarus Gezegeninin dünyaya çarpmasını engellemeye çalışacaktır.
Sony Chiba’yı, kurtarma ekibini yönlendiren doktor Yamatone olarak gördüğümüz filmde, baş doktor rolünde, o dönemler birçok Japon filminde rol almış Andrew Hughes var. Kayda değer diğer oyuncu ise Ôgon Batto’ya o müthiş kahkasını attıran Osamu Kobayashi elbette.
Pelerinli kahramanların hiç yokolmaması dileklerimle sözlerime filmden ve Manga Kamishibai adlı kitaptan resimlerle son veriyorum.
Ôgon Batto uçarken
"Adaletin bastonu" adını verdiği bastonuyla Ôgon Batto, kötü adamları döverken
Nazo'nun rüya takımı!!!
Between the time oceans drank Atlantis and the rise of the sons Aryas, there was an age undreamed of... And unto this, Conan destined to bear the jeweled crown of Aquilonia upon a troubled brow... Pardon ya, filmler karıştı gene...
ÔGON BATTO/GOLDEN BAT 1966
2 yorum:
Slm Tuğba san
Ben çocukdayken 'Kamishibai'izledim.
Sonra televizyon çıkınca 'Kamishibai' ortadan kalktı.
'Ougon Batto'film izlemedim.
Hala televizyon animenin şarkı söyleyebilirim.
Aradan 40 sene geçmesine rağmen.
Çok beğenmiştim.
İyiki hatırlattınız.
Teşekkür ederim.
Masakuni-san,
hatırlamanıza sevindim. Dün akşam Japonca öğretmenin Yukari-san'a da bahsettim bu filmden. O da aynı sizin gibi filmden habersizmiş ama animenin şarkısını mırıldandı. Filmin başında da söylüyorlar şarkıyı. Keşke ekleseymişim buraya!
Yorum Gönder