20.12.08

CENOVA'NIN MÜZELERİ 1

Arada bir bu sefer saçmalamayacağım, Cenova ile ilgili yararlı birşeyler yazacağım diyorum kendi kendime ama her seferinde direkten dönüyorum(böyle bir cümle kurmam çok manidar olmuş, çocukken abisiyle, maç yayınlanan kanalı değiştirmesi için kavga etmekten başka futbolla ilgisi olmayan biri için...). Bugünkü konumuz Cenova'nın müzeleri. Aslında hepsini gezdikten sonra yazayım istedim ama bunu bile zor yazdığımdan kelli toplu olarak yazmam imkansız gözüktü bir an. Öncelikle tüm müzeleri gezmek isteyen arkadaşım (bir kere iyi düşün niye gezmek istiyorsun hepsini? Bir insan bir şehrin tüm müzelerini gezebilir mi? Gezerse de niye gezer? Onca yıldır İstanbul'dayım;tüm müzeleri gezdim mi? Daha fazla kafa göz yarmadan devam edelim). Yaptık bir cahillik; aldık tüm müzeleri gezmek için bir bilet.Nam-ı diğer CARD MUSEI.Bunun bir öğrenci bir yetişkin formatı var.Öğrenci için olanı 20 euro ve bir yıl boyunca geçerli.Diğerini hatırlamıyorum maalesef.Ara bul.Herşeyi önüne mi koyacağız yahu. Şimdi kartını aldın mı? O halde hazır mısın? Yolumuz uzun değil ama gezilecek yaklaşık 18 müzemiz var. Hazırsan başlayalım:

İlk müze SANT AGOSTINO MÜZESİ. 13.yy'dan kalma bir kilise ve ona ek yapılmış binadan oluşan, Cenova'nın her yerinden, yıkılmış yapılardan getirilmiş heykellere,fresklere ev sahipliği yapan müzemiz. Aynı zamanda Cenova'nın sokaklarına özgü, tam olarak nasıl adlandırıldığını bilmediğim,ama bir çok yapının cephesinde 1.ve 2. kat aralarında konumlanmış nişlerin içerisindeki Meryem ana heykellerinin orjinallerinin bir kısmı da burada sergilenmekte. Puan versem mi acaba ne yapsam. Aman ne çıkar 5 üzerinden 4 veriyorum.


İkinci müzemiz DOĞA TARİHİ MÜZESİ. Burda ne işim vardı benim? Yaşınız 6 ila 15 arasında değilse tavsiye etmiyorum. Yok ben evrim teorisi vs bilmiyorum, gideyim de bir öğreneyim derseniz veyahut burda hayvanat bahçesi yok bari cansız da olsa iki ayı,üç maymun ne bileyim dört köpekbalığı göreyim derseniz siz bilirsiniz. Bu müze içinde bulunduğu yapı itibariyle bana yurdumun küçük illerindeki köhne müzeleri hatırlattı.Hafif bir küf kokusu, varla yok arası bir ışıklandırma... Yalnız üst kattaki böcek ve kelebek koleksiyonu görülmeye değer. Buyrun beraber görelim müzeyi.

Üçüncü müzemiz Çağdaş sanatlar müzesi. Müze 19.yy ait bir villa'nın içerisinde kurulmuş.Güzelce de bir bahçenin içerisinde. Koleksiyonu da anladığım kadarıyla ağırlıklı olarak 1930-80 arası İtalyan grafik ve soyut sanatından oluşuyor. Şu sırada da SHOZO SHIMAMOTO'nun sergisi var. Şöyle bir sorunumuz var yalnız. Ben gittiğimde sadece SHIMAMOTO'nun sergisini gezebildim. Sanırım müze koleksiyonu sergilenmiyor. Hiç birşey anlamadım bu işten. Hoş Shimamoto ve kel kafası ziyadesiyle yetti ya neyse...Shimamoto 1950'lilerde GUTAI adlı avantgard grubun kurucularından. Yaptığı işler Jackson POLLOCK misali harekete dayalı boya fırlatma vs'den oluşuyor. Amca bayağı bir performans sergilemiş özellikle İtalya'da. Hep ne derim;Ne varsa Japonlarda var.Aksine ispat edebilecek misin? Sanmam...

Şimdilik bu kadar.Gitti üçü, kaldı 15'i...

Hiç yorum yok:

Boş işler bunlar...