Az önce The Spirit filminden döndüm. Will Eisner çizgiromanından doğma Frank Miller tarafından filme aktarılma. Laf söylenir mi böyle bir filme? Söylenmez. Ettiğim yemini bozdum ve italyanca dublajlı olduğunu bile bile gittim filme. Pişman değilim. Hatta keskin hatlı italyancayla enteresan bile olmuş denebilir. Yalan olmasın, ben bilmiyordum bu The Spirit nedir ne değildir. Zaten memleketimde de öyledir ya film çıkacağı sırada kitabı da sürerler piyasaya.Burda da aynen öyle.Baktım hemen kitapçılardaki yerini almış. İyi aferin ne diyeyim!..
Sıra yeniden sinema tanıtımlarımıza geldi sanırım.Zira başka bir sinema salonu denedim. ODEON adlı Cenova'nın bu güzide sineması yine beni çileden çıkartmaya yetti. Bugün Noel tatili. Seans 16.00'da. Saat 15.30 olmuş kapı kapalı.İçerde bir kişi dört dönüyor.Kapı önüyse sanki gala varmış gibi insanlarla dolu.Bi kırmızı halı eksik. 15.45'te kapı açıldı, herkes, hurra içeri. Ne sıra var ne bişey. Bu ilk değil zaten. Bu italyan milleti sıra mıra dinlemiyor. Herneyse benim derdim başka tabi. Zaten kalabalık tepemi arttırmış bi de salon dolu olursa yıkarım ortalığı. Bakıyorum yaşlı başlı insanlar çoğu.Diyorum ki kendi kendime "Herhalde Spirit'i seyredecek halleri yok". Cidden bir daha baktım "NATALE A RIO" -Rio'da noel-diye Recep İvedik misali başka bir film daha girmiş vizyona. Rahatladım azıcık. Harbiden de salonda üç kişiydik sadece. Bir de sinemalar bayramlarda daha kazık oluyor. Yiyoruz kazıkları zaten dur bakalım nereye kadar!..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder