Ne demiştik? Benim blogta yazılınca, Dünya Nüfus Planlama İdaresi tarafından nüfus azaltcı etkisi onaylı Cantucci (Kantuççi) tarifi vereceğiz. Bu sefer, tüm mesuliyet bana ait, tamam mı? Bu tarifi bir siteden yürüttüm ama kadıncağız belli ki doğru bir tarif vermiş. Öte yandan “Senin nerenle (k*çımla tabii) çevirdiğini biliyoruz artık, onun için biz direk orijinal siteye yönelelim” diyenler için de başlığa tıklamak yeterli olacaktır sanırım.Malzemeler
2 bardak un (280 gr)
2/3 bardak şeker (130 gr)
Bir tutam tuz
1 çay kaşığı kabartma tozu
4 yumurta (biri üzerine sürmek için)
1 çay kaşığı vanilya
3/4 bardak bütün badem (75 gr)
Yapılışı
Un, şeker, tuz ve kabartma tozunu bir kapta (derin olsun ama) karıştırın. Ayrı bir kapta vanilya ve 3 yumurtayı karıştırarak biraz önceki karışıma ilave edin. Tüm karışımı güzelce yoğurun. Sinirinizi da çıkartıp bir güzel yoğurduğunuz hamuru 2 dakika dinlendirin. Bu arada fırını 175 dereceye ayarlayın. Hamuru, yaklaşık 1 cm kalınlığında yuvarlak olacak şekilde açın. Üzerine bademleri bütün bütün yerleştirin. ‘Böyle’ elinizle şekil vererek ince uzun rulolar haline getirin. Tepsiye yerleştirip biraz üzerine bastırın ki düzleşsin. Sonra yumurtayı üzerine üzerine sürerek yaklaşık 30 dakika (en sevdiğim kısım geliyor) üstü altın sarısı oluncaya kadar pişirin. Fırından çıkarıp, diagonal olacak şekilde 1 cm boyutlarında keserek yeniden bir 15 dakika daha pişirin.
Cahil yemek yapıcısı için resimler; http://www.annamariavolpi.com/cantucci_biscotti.html
Bu bisküvi aslında Vinsanto denilen Toskana’ya özgü bir şaraba banıp banıp yeniliyormuş . Ben, bu bisküvileri sokak ortasında götürdüğüm için şaraba banma gibi bi lüksüm olmadı maalesef. Öte yandan zaten hayatı boyunca uyuklayan bir tip olarak bir de şarap içerek daha fazla uykumun gelmesini istemiyorum. Demem o ki sade de yenebiliyor. Hiç kasmayın kendinizi şarapla’n’ falan yemeliyim diye.
İşte böyle okuyucu, senin yerine geziyor, senin yerine yiyor, senin yerine ‘fiziksel olarak’ daha da büyük bir insan olma yolunda ilerliyorum. N’olur sen de arada bir benim yerime ders çalışsan, oturup iki araştırma yapsan! Üç ‘G’m ( Gıdım, Göbeğim ve diğerini de sen anla işte) gittikçe büyürken, maksat sana birşey olmasın diyorum okuyucu!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder