27.2.09

AKREBİN SOKTUĞU KURBAĞAYI YILAN YERSE A.K.A. FIVE DEADLY VENOMS

Havada-karada, otururken-yürürken, gözü açık-hatta kapalıyken dahi ne yapıp edip film seyretmeyi başaran arkadaşınız (böylelikle kimi filmleri mundar ettiği de söylenir ya), haddi olmayarak Chang Cheh imzalı bir macerayı daha sunmaktan gurur duyar (Çin filmlerini, çok gerekliymiş gibi elin Tarantino’su sunuyor,birşey demiyorsun da ben sununca mı tuhaf geliyor!)


Bir ayağı çukurda olan Usta, hamam sefası sırasında son öğrencisi Yang Tieh’ye (Chiang Sheng) sırtını keselettikten hemen sonra, Yang Tieh’ten önce ayrı ayrı zamanlarda öğrencisi olmuş ve her biri kendi çapında birer yeteneğe dönüşmüş “5 venomların”, eğer şu an piyasada ustanın okulunun adını kötüye çıkaracak birşey yapıyorlarsa Yang Tieh tarafından bulunup cezalandırılmasını istediğini belirtir. Yok eğer bu venomlardan iyi olan var idiyse de “şöyle bir sırtının sıvazlanıp, hayatta bırakılmasını” söyler. Ayrıca okulun küçük bir serveti olduğunu, bunun da ustanın zamanında sınıf arkadaşı olmuş başka bir ustanın köyündeki evinde bulunduğunu, amma velakin, şu an o ustanın adını değiştirdiğini, yalnız ve yalnız köyün nerede olduğunu bildiğini ekleyip, hayatta maddiyatın değeri olmadığını, bu servetin de dağıtılmadığı müddetçe iyilik getirmeyeceğini belirttikten sonra, Yang Tieh’in serveti bulup fakire fukaraya dağıtmasını öğütler (Her zamanki Hönk! sesini duyar gibiyim). Son söylediği sözler pek acımasızdır ama; “Sana onların tüm yeteneklerini öğretmem hataydı. Herşeyi öğreteyim derken hiçbir şey öğrenemedin. Hiçbirinde onlar kadar başarılı olamazsın amma onlardan biriyle gücünü birleştirebilirsen işte o zaman belki bir işe yararsın” manasına gelecek laflar da sokuşturduktan(Sağol usta, beni ihya ettin) sonra banyosunu bitirip, 5 venomların ne menem yetenekleri olduğunu göstermek için Yang Tieh’i mahzene indirir. O halde biz de ilk defa maskeler ardında gördüğümüz bu 5 yetenekli venomu sırayla tanıyalım (Her ne kadar ilk bakışta, benim gibi cahil bünyeler için amerikan güreşini çağrıştırsa da, aslında o dönemdeki bir çok oyuncu ve yönetmenin geldiği yer olan Pekin Operası ’nın bir unsurudur bu maskeler).
1. Zhang Yiaotian (Lu Feng), Kırkayak stili (Centipede style). 1000 el lakabıyla da bilinir, süratli hareketleriyle tanınır. Taverna’ da tabak kırmak isteyen insanlar için çalışılması gereken hareketlerdir bunlar.



2. Qi Dong (Wei Pai), Yılan Stili (Snake Style). Kodumu oturtan hareketleri ve yılan gibi hızlı hareket etmesiyle tanınır.





3. Gao Ji (Sun Chien), Akrep Stili (Scorpion Style). Elleri ve ayakları bıçak gibi çalışır.





4. Meng Tianxia (Kuo Chui), Kertenkele Stili ( Lizard Style). Ağırlığını hafifletip, tüm gücünü bacaklarında toplayıp düz duvarda yürüme ya da gücü kollarında toplayıp mum söndürme özelliği var (Master of flying guillotine vs. One armed boxer’da da aynı duvarda yürüme sahnesi vardı hatırlarsak).


5. Liang Shen (Lo Meng), Kurbağa stili (Toad Style). Bu arkadaşın en önemli özelliği her türlü karşı güce karşı müthiş bir dirayeti olması. Misal çivili yataklarda saatlerce yatabilir. Kurbağadan mıdır yoksa çividen midir emin değilim ama ben en çok Liang Shen’i tuttum. Çivi deyince de akla hemen cam yeme olayı geliyor değil mi? Bir ara ne zaman kırık bardak falan görsem, kan görmüş vampir haline bürünüp, ninja abilerim gibi iki ısırık da ben alsam n’olur sanki diye düşündüğüm bir dönemim olmuş idi. Neyse ucuz atlattık...

Bizim Yang Tieh, değil yüzlerini, isimlerini bile bilmediği bu abilerinin izini sürmek için hemen pazar meydanına inmiş, görünüşe bakılırsa, daha doğrusu birinin giysisine, ki geleceğim giysi olayına, diğerinin de boyama (!) sakalına bakılırsa, iki kişiden de venom olabilecekleri yönünde şüphelenmeye başlamıştır. Bu arada 5 Venomdan diğer ikisi, çoktan ustanın sınıf arkadaşının evini bulmuş, çalışan herkesi, usta dahil haşat etmişlerdir. Ustayla dövüştükleri sırada bu iki venomun, gümüşi kıyafeti içerisindeki yılan ve kan kırmızısı rugan kıyafeti içerisindeki kırkayak olduğunu öğreniriz. Bu noktada iki şeyi ustanın yaşlılığına bağlayabiliriz rahatlıkla, bir; her ne kadar tüm gücüyle dövüştüyse de sırım gibi delikanlılara yenilmekten kurtulamaz, iki; yaşlılığın verdiği inatçılıkla hazinenin yerini söylemediği gibi, “sanki yerini söylesem beni hayatta bırakacak mısınız ki “ diye bir de meydan okur. Bu esnada da delikanlı venomlarımızın hazinenin yerini ustaya söyletmek için çok üstelemeden onu dövmeleri ve öldürdük sanıp bir an önce ortadan toz olmalarını, gençliklerinin getirdiği sabırsızlıklarına bağlayabiliriz. Eğer ki bir filmde katilsen, saldırdığın kişi öldü mü kontrol et, yok kurban sen isen bir avantaj elde edip seni öldürmek isteyeni bir şekilde alt ettiysen, şansını çok zorlayıp, öldü mü ölmedi diye kontrol etmeye kalkma. Bu gibi durumlarda yapılacak en iyi şey bulunduğun ortamdan bir an önce sıvışmaktır. Senin amacın zaten öldürmek değildi ki, kime hava yapıyorsun yani onu anlayalım. Filme geri dönecek olursak, yılan ve kırkayak venom ortamdan uzaklaştıktan hemen sonra maskeli akrep venom, sinsice ustanın yanına varır ve ustanın ölürken dahi mezarına götürmeyi düşündüğü hazinenin haritasını mum içinden çıkarmak üzere yeltendiği esnada, hakkın rahmetine kavuşması vesilesiyle, elinin altından haritayı çekip, cebe atarak oradan uzaklaşır. Lakin işbu sahneye, filmin ilerleyen dakikalarında yalancı şahitlik yapmak suretiyle seyircinin sinir katsayısını arttıran bir yeniyetme peyda olur.
Hikayenin gerisi, artık çorap söküğü gibi gelecektir. Ustanın ve tüm çalışanlarının öldürüldüğünü duyan tuhaf giysili ve boyama sakallı-ki polistir sakallı olan- venomlarımız olay mahalline varır. Bir anda kriminal dedektif gibi, vücutlarında dana gibi el izleri bulunan ve kafatasları parçalanmış cesetlere bakıp “Bunu yapsa yapsa Kırkayak Venom” yapar diye oracıkta hükmü veren polis Kertenkele Venom, katili bulmak için çoktan harekete geçmiştir, lakin para kokusu alan amirinin biraz sonra Yılan Venom’la birarada olduğunu gördüğümüzden, olayın o kadar kolay çözülmeyeceğini anlamış bulunuruz. Daha ne entrikalar dönecek kim bilir! Yeniyetme de YANG TIEH sayesinde suçlunun eşkalini polise verir. Eşkale uyan Kırkayak Venom tutuklanır. Hemen ardından yeniyetme, para verilmek suretiyle yalancı şahitlik yapmaya itilir ve Kırkayak serbest bırakılarak yerine tuhaf giysili, kurbağa olduğunu öğrendiğimiz Venom tutuklanır. Üşendiğimden ve de zaten şimdi bile anlatırken karıştığından dolayı sonuna kadar anlatmıyorum. Kısaca adalet gelecektir ama her zamanki gibi geç kalacaktır. Önce “Dünyadan ilk iyiler ayrılır” sözünü doğrularcasına yılan, akrep tarafından zehirlenen (!) kurbağayı yer; ardından da kurbağanın öcünü almak isteyen kertenkele, tüm venomların özelliklerini bilen ama tek başına hiçbir halta yaramayan YANG TIEH ile gücünü birleştirip, sırasıyla yılanı, kırkayağı ve son olarak da kötüler kötüsü, sinsi akrebi haklamayı başarır. Sonra da hazinenin yerini gösteren Teknik Resim kitabından çıkmış gibi çizilmiş olan haritayı bularak, tüm serveti fakire fukaraya dağıtmak üzere ortamdan uzaklaşacaktır.

Jenerik akmaya başladı, isteyen elbette çıkabilir. Sen, sen belki çıkmak istemiyorsun film tamamen perdeden kalkmadan ama, öyle ya, sıra başında oturuyorsun ve ortada oturan insanlar ayaklandığından psikolojik olarak sen de kalkmak zorunda hissediyorsun. Bırak, bir kereliğine çıkamasınlar. İyice yapıştın mı koltuğuna? O halde biraz daha kafa ütüleyeceğim ona göre!

Sen nasıl şimdi o koltukta oturuyorsan, bu filmin yönetmen koltuğunda da efsane yönetmen Chang Cheh (adının diğer şekliyle Zhang Che ve Metin Demirhan'ın yorumuyla ucubik filmler yönetmeni) oturuyor. Tayvan’da ilk mandarince filmi çekerek film dünyasına atılan Chang Cheh, Shaw Brothers ile ilk filmi Tiger Boy’u 1966’da çekmesine rağmen, asıl başarıyı bir yıl sonra çektiği One Armed Swordman ile yakalamış. Daha önce Shaw Brother ile ilgili yazıda da belirttiğim gibi özellikle 1960’ların ikinci yarısında Hong Kong sineması, Japon sinemasından çok şey öğreniyor. Özellikle teknik açıdan Japon sinemasından (özellikle Akira Kurosawa ve Kato Tai’dan) etkilenen kişilerin başında da Chang Cheh geliyor. Montaj ve ani zoomlar gibi tekniklerin yanısıra öldürme sahnelerindeki acımasızlık ve dönemine göre bol sayılabilecek kan Chang Cheh’nin japon sinemasından etkilendiği diğer tipik özellikleri. Cheh’nin sinemasında kendine has başka bir özelliğine değinmekte de yarar var sanırım. O da özel işkence aletleri. Mesela 1971 tarihli The New One Armed Swordman’de filmin başrol oyuncularından bebek yüz Ti Lung’u işkence aletlerinden biriyle parçalamakta, 1973 yapımı Blood Brothers da Ti Lung’un aksine bu kez David Chiang’ı, itirafı sonrası başka tür bir işkence aletine kıstırmakta, 1978 yapımı yukarda anlatılan Five Deadly Venoms’da da Kurbağayı, çivilerle kaplı bir çeşit “demir bakire” işkence aleti içine kapatmakta ve de Kırkayağı ayaklarını sıkıştırmak suretiyle bağırtmakta beis görmemiş bir yönetmenden söz ediyoruz. Daha önce başka bir filmle ilgili yazarken belirttiğim gibi çinlilerin kanı japonlarınki gibi fışkırmıyor filmlerde ama sen de niye bu kadar meraklısın kana anlamıyorum doğrusu.
Kıyafetlere gelecek olursak, Chang Cheh filmlerinde ana karakterlerin kendilerine has kıyafetleri, çekik gözlüleri birbirinden ayıramayan sinema izleyicisi için kılavuz görevi görüyor. Kimi zaman sade de olsa bu kıyafetler, kimi zaman “yuh” dedirtecek boyutlara da varıyor. Misal Five Element Ninjas ve bu filmde olduğu gibi! Eşcinsel olduğu rivayet edilen Chang Cheh’nin erkek bedenini ön plana çıkarmasına itirazımız yok ama bu kıyafetlere var yani!

Filmin ilk saniyesinden son saniyesine kadar gerilimi ayakta tutan Yung-Yu Chen imzalı müziğe değinmeden geçmek olmaz herhalde. Çok geniş bir filmografiye sahip olan Yung-Yu Chen şu ana kadar seyrettiğim filmler içinde en çok The New One Armed Swordman’in western filmlerini çağrıştıran müziğiyle hafızamda yer etmiş bulunmakta. Bakalım ilerki zamanlarda kendisiyle ilgili daha fazla bilgiye ulaşırsam daha ayrıntılı inceleriz.

Geldik filmin en önemli öğesine, yani oyuncularına. Bu filme kadar Shaw Brothers’ın çeşitli filmlerinde tek tek ya da beraberce rol alan bu 5+1 venomdan 4+1’i, bu filmden sonra 1981’e kadar aynı isimle anılarak bir grup oluşturacak ve aralarında Death Chamber, Chinatown Kid, 2 Champions of Shaolin gibi filmlerin olduğu 14 adet filmde hep beraber rol alacaklardır (5+1’i tanımlamak gerekirse; filmdeki kırkayak (Lu Feng), kertenkele (Kuo Chi), kurbağa (Lo Meng), akrep (Sun Chien) ve Yang Tieh (Chiang Sheng) grubu oluşturan elemanlardır. Yang Tieh, +1. öğeyi oluştururken 5. Venom yılan rolünde Wei Pai’yi görmekteyiz ki aslında grubun dışındadır). Venomlardan üçü, Kuo Chui, Chiang Sheng ve Lu Feng, Pekin Operası’ndan eğitimliler. Hep beraber çektikleri filmlerin yanısıra, ikişerli ya da üçerli gruplar halinde çektikleri filmler de mevcut. Chiang Sheng , 1991’de kalp krizi sonucu vefat ediyor. Bugün Sun Chien ve Lu Feng’in ne yaptığı bilinmiyor. Diğer iki grup üyesi ise halen sinemayla uğraşıyorlar. Kuo Chui, oyunculuğun yanısıra, dövüş koreografı olarak da birçok filmde çalışmış ki bunlardan biri bir türlü seyretme fırsatı bulamadığım ve kendimi yiyip bitirdiğim The Bride with White Hair. Bir de Hard Boiled ve Tomorrow Never Dies’ta boy göstermişliği var.
Kafalar karıştı tabii, 5+1, kurbağa murbağa derken değil mi? Benimki bile karıştı. Yapılacak en iyi şey nedir? Filmi seyretmektir. O halde, yazıyı, filmin orjinal adı olan WU DU ve “ 5”in çağrışımıyla, Jimi Hendrix’in çok sevdiğim şarkısı “If 6 was 9” ile bitirirken esenlikler diliyorum.

http://changcheh.0catch.com/ven-film.htm

6 yorum:

Adsız dedi ki...

Tuğba bu ne uzun yazı böyle!...
Şimdi uyusam, sabah canlanınca okusam daha iyi olacak! İnsaf ama...Okuyucuya yazık değil mi?
Ya sizin ellerinize ninja kardeş hiç kıyamam... (."_".)
Geliştireyim de seninkinin kulağında küpelisini yapayım dedim..Bu iki yanakta iki ben oldu galiba...Uykummmvarrr!

Tuğba dedi ki...

Yorma kendini Misiz Vildan abla:) İlgini çekmeyen ve haddinden fazla uzun olan yazıyı okuma zaten, hem gözüne hem beynine yazık! Değişik bir tarz getirmişsin surata, hoş olmuş bence. Gamzeli gibi de gözüküyor. Aman pek severim gamzeyi de, güzel olmuş güzel:))

Adsız dedi ki...

Sevgili Ninja...Yazılarınızı okudukça hem gözüm hem beynim alışıyor bu tarza... Okudum inan,nasıl yaptı bu bünye bilmiyorum ama okudu bu yazıyı sonuna kadar!!!Vay anasını sayın seyirciler! İnsan ne oldum dememeli,ne olacam demeli demek ki!

Tuğba dedi ki...

Teşekkür ederim Misiz Vildan abla, bu nadide iltifatınız(!) için! Bilsem daha da uzun yazardım ya, gene insaflı bir anıma denk gelmiş demek ki! Ama merak etmeyin, siz isteyin ben destanlar yazayım! Eylemlerim sürecek! (hem de çok pis)

Adsız dedi ki...

Cenova'daki Ninja Tuğba Kardeş,bir alınganlık mı seziyorum sizde?!..
Şaka yapıyor olmalısınız,benim takıldığım durum hiperaktifliğimde!
Üzerinize afiyet, üstüne ekleyin ilgi dağınıklığınımı birde..Benim bu kadar uzun yazı okuyabilmem bir mucize!!! Sevildiğinizi bilin:)

Tuğba dedi ki...

Aman Misiz Vildan abla, ne alınganlığı? Ben böyle didişmezsem yaşayamam, kurur giderim valla:)

Boş işler bunlar...